-Komplo-Var-


Komplo Kitapları



 DÜNYANIN YENİ EFENDİLERİ  
John Pilger

Irak’a yönelik ikinci bir savaşın başladığı şu günlerde Avustralyalı savaş muhabiri, gazeteci-yazar John Pilger, tarafından kaleme alınan bu kitapta. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği Küresel yağmacılığın gerçek yüzü acı örneklerle ortaya konuluyor.

  “Dünyanın Yeni Efendileri” olarak görülen ABD ve İngiltere’nin Endonezya, Irak ve Afganistan’da yaptığı tahribat akıllara durgunluk verecek nitelikte.

John Pilger’in Küresel Yağmacı devletlerin Dünya Bankası ve IMF aracılığıyla ülkeleri nasıl esir duruma düşürdüğünü. Saddam ve Suharto’nun nasıl desteklendiğini ve halkın alın terinin nasıl hortumlandığını anlattığı kitabı Türkçe’de.

“Dünyanın Yeni Efendileri: Küresel Yağmacılığın Gerçek Yüzü” isimli kitapta. özellikle Irak’ta yaşananların yer aldığı bölümdeki gerçekler yürek yakıyor. “Bedel Ödemek” başlıklı bölümde Irak’ta değil kitle silahları 12 yıldır devam eden ambargo sebebiyle insanların kendilerin savunmak için normal silah elde etmelerinin bile imkansız hale getirildiği vurgulanıyor.

Birinci Körfez savaşından sonra konulan çağdışı ambargo ile birlikte Irak’ın dünya ile bağlantısının kesildiği. savaş boyunca ABD ve İngiltere’nin zayıflatılmış uranyum kullanılan bombalarla ülkeyi zaten yok ettiği ve halkın büyük bir bölümünün uranyum sebebiyle kansere yakalandığı vurgulanıyor. Uygulanan ambargo nedeniyle ülkeye ilaç girmediğini. tifo. dizanteri. kanser gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların dahi “Dünyanın Efendileri” tarafından “söz konusu ilaçlar kitle imha silah üretiminde kullanılır” iddiasıyla Irak’a gönderilmesine yasak getirildiği ifade ediliyor.

Dünyanın önde gelen yayın organları arasından yer alan The Guardian. The İndependent. The New Yort Times. The Los Angeles Times. Associate Television ve Reuter gibi gazete. televizyon. dergi ve haber ajanslarından çalışan Avustaryalı bir gazeteci. “küresel yağmacı” olarak kabu edilen ABD ve İngiltere’nin maskesini düşünen bir kitaba imza attı. Birleşmiş Milletler Medya Ödülü’ne layık görülen ve çalışmalarını Londra’da yürüten Avustralyalı savaş muhabiri. gazeteci-yazar John Pilger. Türkçeye çevrilen “Dünyanın Yeni Efendileri” adlı kitabında “Küresel Yağmacılığın gerçek yüzünü” ortaya koyuyor. 

 




 




KOMPLOLARIN YÜZYILI YÜZYILIN KOMPLOLARI
 
Atilla Akar

Araştırmacı-Yazar Atilla Akar yeni kitabı "Komploların Yüzyılı, Yüzyılın Komploları"nda ABD'nin "komplocu sicili"ni tutarken, ilginç örneklerle ABD saldırganlığının yüz yıllık öyküsünü aktarıyor.  En son Irak’a saldıran ve gerekçelerinin “yalan” olduğu ortaya çıkan ABD’nin bu tip entrikalara aslında kuruluşundan beri başvurduğu ortaya çıktı.

Araştırmacı-yazar Atilla Akar’ın yayınevimizden çıkan son kitabı “Komploların Yüzyılı, Yüzyılın Komploları “ isimli çalışmasında Amerika Birleşik Devletleri’nin 19. Yüzyılın sonlarından beri saldırgan ve yayılmacı bir politika izlediği ve birçok yalan iddia ve komplo tertipleyerek bugünkü “imparatorluk” aşamasına geldiği kaydediliyor. Akar’ın tek tek ortaya koyduğu olayların sonucuna göre ABD, bugün geldiği noktayı ve eriştiği gücü bir dizi komployu hayatı geçirmesine borçlu. Akar’ın iddiasına göre, Amerika baştan beri çizdiği bir strateji doğrultusunda dünyaya egemen olmaya çalışıyor ve bunu günden güne askeri gücünü daha da büyüterek gerçekleştiriyor.

Kitaba Amerika’nın keşfindeki “komplo izleri” ile başlayan Akar emperyalizmin “üstyapısal” özelliklerini öne çıkartarak olayın İdeolojik-dini motiflerini aktarmış bulunuyor. Ayrıca Başkan George Bush’un da mensubu bulunduğu evanjelik akımın nasıl bir “Kıyamet Senaryosu” peşinde koştuğu da vurgulamış bulunuyor. “Emperyal seçenek: Genişlemenin bebek adımları”nın anlatıldığı bölümde ABD’nin tarih sahnesine emperyal bir güç olarak ilk çıkışının “Maine” gemisinin esrarengiz şekilde batmasına borçlu olduğunu kaydediyor. Ayrıca ABD’nin I. Dünya Savaşı’na girmesine yol açan ikinci bir gemi batması olayı olan “ Lucitania’nın Batışı”nda da komplo izlerini takip etmiş durumda. (Burada Pearl Harbour ile kıyaslamalar da yapılmış. ABD’nin Küba’ya karşı giriştiği “Domuzlar Körfezi” harekatının nasıl bir CIA komplosu olduğu da etraflıca anlatılmış halde. Aynı şekilde Vietnam Savaşı’nının da Maddox Destroyeri’ne karşı gerçekte olmayan hayali bir saldırı ile başladığı da belirtilmiş durumda. Ayrıca 1973’te Başkan Allende’nin devrilmesi ve Şili’de cunta ile sonuçlanan sürecin bir CIA-ITT ortak yapımı komplo olduğu etraflıca anlatılmış bulunuyor.

Bütün bunların yanı sıra “ABD’nin Komplo Okulu: Fort Benning” başlıklı bölümde ABD’nin komplocu yetiştiren okulu tanıtılmış. “ABD’nin Komplolarla Örülü Kirli Sicili” başlıklı bölümde ise Amerika’nın bugüne kadar gerçekleştirdiği bütün savaşların, darbelerin, suikastlerin kronolojisi çıkartılmış. Son olarak ise Akar’ın bir komplo olarak gördüğü 11 Eylül’ün analizinin yapıldığı “11 Eylül: Komploların Çapı, Tekniği ve Hedefi Değişiyor” başlıklı bölüm ile 11 Eylül’ün bir “milat” olarak sonuçları tartışılıyor. Akar, Başta Fransa veya Almanya olmak üzere yakın bir zamanda Avrupa'da yeni bir saldırı olacağını iddia ediyor.

Komploların bir parçası olarak yalan haber ve yanıltıcı bilgilendirme sorununa da bir başlık ayıran Akar, “CIA-Vole haberler” e de gazeteci gözüyle bakmış bulunuyor. Türkiye’ye yönelik analizin yapıldığı “Türkiye komploların neresinde?” başlıklı bölümde ise Akar, Türkiye ile ABD’nin Kuzey Irak dolayısıyla er veya geç sıcak bir çatışma içine girecekleri öngörüsünde bulunmuş. Akar kitabında ayrıca “Komplolara inanmayan” ve “anti-komplo teorisi” düşüncelerin bayraktarlığını yapan aydınlarla da sert bir polemiğe giriyor.



http://www.timas.com.tr/resim/kapakbig/psikolojik.jpg

PSİKOLOJİK SAVAŞ [Gri Propaganda] 
Nevzat Tarhan, Prof. Dr.

Psikolojik savaşta bir toplumun ruh ve beyni etkilenmeye çalışılır. Prof. Dr. Nevzat Tarhan son kitabı Psikolojik Savaş’ta bu teknikleri, insan ve toplum psikolojisi üzerindeki etkilerini konu ediniyor. Tarihin bilinen ilk savaş tekniği kitabının yazarı olan Çinli kumandan Sun Tzu, kitabının büyük bir kısmını rakibin psikolojik olarak çökertilmesi üzerinde durur. Askeri strateji ve taktiklerin en önemlilerinden biri de Psikolojik Savaş teknik ve taktikleridir. Belirli bir amaca yönelik, uzun vadeli plan ve stratejilerle yapılan psikolojik savaş hem sıcak hem de soğuk savaş dönemlerinin en çok başvurulan mücadele yöntemlerinden biri olmuştur.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Timaş Yayınları arasında piyasaya çıkan yeni kitabı Psikolojik Savaş’ta askeri bir kavram olan bu terimin günlük hayatımızda nasıl kullanıldığını Türkiye ve dünyadan örnekler ışığında tarihten günümüze bilimsel olarak inceliyor.

Psikolojik Savaş; klasik anlamdaki savaşın kazanılması veya kaybedilmesinde, savaştan sonra da üstünlüğün devam etmesinde yahut sorunların çözülmesinde insanların ruh haline etki ederek sonuç almak olarak tarif ediliyor.

Kitapta; klasik psikolojik savaş bilgileri dışında, bilgi savaşı, elektromanyetik savaş, beyin kontrolü, propaganda yöntemleri ve bilgisayar devrimi, internet taarruzu, tarihsel bilgiler, gelişen intihar eğilimleri, baskıcı kültürlerin etkileri, itaat kültüründen demokratik kültüre geçiş, psikolojik savaşta rol alanların ruh hallerinin tahlilleri, insanın ruh hallerinin nasıl etki altına alındığı gibi alt konular da işleniyor.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan kitabın yazılış amacını şöyle açıklıyor: “ Hile ve aldatmaların etkili olabilmesi için. gizli kalması gerektir. Amacımız hile ve aldatma yöntemlerinin bilinmesini sağlamakla toplumsal ahlaka hizmet etmektir. Psikolojik savaşta yenilen taraf, bilgi gücü zayıf olan taraftır. Doğru insanların ayakta kalmak, toplumun geleceğinde söz sahibi olmak gibi bir kaygıları varsa bu kitabı okumaları önemlidir.”

Kitapta Türkiye gündemini de yakından ilgilendiren konulara temas edilmiş. Darbe öncesi medya ve diğer iletişim organları kullanılarak oluşturulan sahte tehdit ortamının nasıl yapıldığı; BÇG olarak bilinen, Batı Çalışma Grubu’nun 28 Şubat öncesinde kamuoyunu nasıl yanlış bilgilendirerek tehdit ve tedirgin edici bir zemin hazırladığı ve siyasi hareketlerin kamuoyu desteği sağlamak amacıyla yaptıkları beyin yıkama faaliyetlerine ilişkin ilgi çekici analizler kitabın başlıca ilgi konularından biri.



  DERİN DÜNYA DEVLETİ 
  Atilla Akar

Derin Dünya Devleti, dünya üzerinde örgütlendiği varsayılan gizli örgütlerin oluşum ve organizasyonuna yönelik ciddi bir çalışmanın ürünü. Kitabın en önemli özeliği dünya çapındaki bu oluşumun Türkiye ayağı üzerinde genişçe durması. Gündelik yaşamın akışı içinde, yaşama mücadelesi veren insanların ve hatta aydınların dahi varlığına inanmak istemedikleri, ilgilenmedikleri bir konuyu ele alıyor bu kitap: Global Komplo. Dünyanın bir avuç seçkin tarafından yönetiliyor olması düşüncesi yani.

Atilla Akar, global komplo karşısında Türkiye’nin konumunu, küreselleşmenin arkasındaki iradenin Türkiye’ye nasıl bir rol biçtiğini, perde arkasındaki güçlerin hangi amaç ve taktiklerle ulus-devletleri yönetmeye ve yönlendirmeye çalıştıklarını büyük bir açıklıkla ele alıyor.

İnsanlık, organize elitler grubunun komplosuyla karşı karşıyadır. Tüm dünya hükümetleri ve ulusları. kendilerine karşı tertiplenmiş son derece hesaplı, uzun vadeye yayılmış bir darbe girişiminin tehdidi altındadır. Kendisini legal kabuklar altında gizleyen finansal - siyasi - teknolojik - askeri elitlerden oluşan bir çekirdek yapı. tüm dünyayı hedeflediği bir 'birlik' çatısı altına sürüklemeye devam etmektedir.

Söz konusu çekirdek güç; uzun süredir kendi kadrolaşmasını yaygınlaştırıp, uluslarüstü bir irade oluşturarak 'milli hükümetler'e nüfuz ediyor, onların hakimiyetlerini felç ederek, teslim almaya veya kendilerine katılmaya zorluyor. Üstelik bunu, milyonlarca insanın fiziki. ekonomik. kültürel yıkımı üzerine kuruyor. Kendilerini 'dünyanın seçilmiş efendileri' sayan 'gizli doktrin' sahibi, ellerinde büyük bir mali güç bulunan kesimler, dünyanın geleceğinde 'küresel imparatorluk'larının bayrağının dalgalandığını daha şimdiden görüyorlar!...

 



BÜYÜK ORTADOĞU KUŞATMASI- Yeni Dünya Düzeni'nin Ortadoğu Ayağı 
 Atilla Akar

Büyük Ortadoğu Projesi... Şimdilerde herkes bu projeyi konuşuyor. Proje tüm belirsizliklerine rağmen daha başlangıçta geniş bir ilgi doğurmuş durumda.  Tedirginlikle ve "acaba"larla bütünleşen bu ilgi kamuoyunun tüm kesimleri tarafından algılanmaya çalışılıyor.

Hiç şüphesiz proje beraberinde bir dizi soruyu taşıyor:

Niçin gündeme şimdi getirildi?

ABD'nin bölgeye ilişkin niyetleri nedir?

Proje hangi ayakları kapsayacak ve ne gibi yöntemlerle uygulanacak?

Uygulanabilir mi, uygulanamaz mı?

İlgili projeden Türkiye nasıl etkilenecek ve Türkiye'ye biçilen rol nedir? Bunlar ve bunlar gibi sorular kafayı meşgul etmeyi sürdürüyor.

İşte bu kitap, bu tür sorulara bir cevap bulmak, kafalarda doğan ve doğabilecek başka sorulara ipuçları getirmek için kaleme alındı. BOP'u tarihsel arka planı ile ele alan bir bakıştan projenin günümüzde uygulanma potansiyellerine dek bir dizi cevabı kendi içinde tartıştı ve ortaya çıkan tabloyu geleceğe yönelik bir öngörü-analiz denemesi olarak yerli yerine oturtmaya çalıştı.

Kitaptan Bazı Başlıklar:

"Yeni Dünya Düzeni"nin Ortadoğu Ayağı Olarak BOP

NATO’nun Mutasyonu: Neo-Emperyal Saldırganlığın Hegemonya Ordusu

Aydınlar Büyük Ortadoğu Projesi’ni Tartışıyor

Yazar Attila İlhan: "Amerikalılar dünyayı filmleri gibi sanıyorlar, kendi çektikleri filmlerde hep kendileri kazanıyorlar. Zannediyorlar ki her yerde öyle olacak."

Yarın Dergisi Yazarı A. Altay Ünaltay: "BOP, küresel kapitalizme yandaş büyük sermayeler ve onların siyasal aygıtlarını oluşturma projesidir"

Zaman Gazetesi Dış Politika Yazarı Kerim Balcı: "BOP diye bir şey yok. Ortada plan değil, temenni var."

Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) Başkan Vekili Aydın Cıngı: "Ortadoğu, ABD’nin gücünü sınadığı bir laboratuar konumundadır."

Gerçek Hayat Dergisi Yazarı İbrahim Kiras: "Amerikan sosyal mühendislerinin kafasında Batılı değerlerin egemen olduğu bir Ortadoğu tasavvuru var"


Derin Devlet
Ömer Lütfü Mete - Mahir Kaynak

Almanya'da Baider Mainhoff, İtalya'da Kızıl Tugaylar üyelerini bir gecede çökertmek nasıl bir derin devlet operasyonudur? ABD Başkanı Kennedy hangi derin devletlerin yaptığı ittifak sonucu öldü? Susurluk kazası kimin eseri?Sır perdesi hâlâ aralanmış Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Necip Hablemitoğlu vb. cinayetler hangi istihbarat örgütünün operasyonu?
Dünyanın en iyi yapılanmış derin devleti hangisi?
PKK ve Abdullah Öcalan hangi derin devletin kucağında büyüdü?
Derin devletler niçin mafyaya ihtiyaç duyarlar?
Aklınızı kurcalayan tüm bu soruların cevabını deneyimli gazeteci Ömer Lütfi Mete ile eski istihbaratçı Mahir Kaynak veriyor.

OPERASYON ERGENEKON, karanlık ilişkilerin perde arkasını belgeleriyle ortaya koyuyor.
“Kuvvet komutanları Ak Parti’ye darbe yapmayı kararlaştırmışlardı. O gece İlker Başbuğ’u arayan Aytaç Yalman’ın kafasına takılan tek bir soru kalmıştı: Hilmi Özkök’ün hazırlattığı gizli ve özel rapor!”
 
“O gün, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın kapısını çalan kişi MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’du. Atasagun, Yalman’ı iki konudyardı ve son sözünü söyledi. Aytaç Yalman, bu görüşmeden sonra oyunun dışına çıktı ve kuvvet komutanlarının planı alt üst oldu!”
 
“Ergenekon’un 1 Numara’sı, İstanbul Orduevi’nde otururken önündeki gazeteden Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın isminin üstünü çizdi ve yanına bir not yazdı: ‘Olmadı Yaşar, olmadı’. Sonrası mâlum, istihbarat servisleri Ergenekon Operasyonu için düğmeye bastılar.”
 
Dağlıca Baskını’nın perde arkasını araştıran ve kamuoyuna en doğru bilgileri veren Gazeteci Şamil Tayyar, Türkiye’yi sarsacak gizli belgeleri ilk kez bu kitapta yayınlıyor. Dağlıca Baskını’nda görevli komutanın cebinden çıkan el çizimi mevzi planları, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombalar hakkında Makine Kimya Enstitüsü tarafından hazırlanan tetkik raporları, Ergenekon üyelerinin kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmeleri, Başbakan Erdoğan’a emekli bir albay tarafından gönderilen gizli mektup ve kuvvet komutanlarının hazırladığı darbe planları…

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol